https://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/issue/feedTürkiye Medya Akademisi Dergisi2025-09-28T00:00:00+03:00Assoc. Prof. Dr. Sefer KALAMAN (Editor)info@turkiyemedyaakademisi.comOpen Journal Systems<p>Türkiye Medya Akademisi Dergisi, Sosyal ve Beşerî Bilimler/İletişim alanlarıyla (yeni medya, radyo, televizyon, sinema, halkla ilişkiler, gazetecilik vb.) ilgili konuların ve farklı bilim dallarının (sosyoloji, psikoloji, felsefe, siyaset bilimi vb.) iletişim alanıyla alakalı tüm alanlarla alakalı konuları kapsamaktadır.</p> <p>Türkiye Medya Akademisi Dergisi, iletişim alanına katkı sağlayacak çalışmaları Türkçe ve İngilizce dillerinde yayımlayarak bu alandaki bilginin ulusal ve uluslararası düzeyde artmasını ve paylaşımını amaçlamaktadır. Türkiye Medya Akademisi Dergisi’nin hedef kitlesini akademisyenler, araştırmacılar, lisansüstü öğrenciler ve ilgili akademik kurum ve kuruluşlar oluşturmaktadır. Türkiye Medya Akademisi Dergisi, 2021 yılında yayın hayatına başlamış olup 28 Şubat ve 28 Eylül tarihlerinde olmak üzere yılda iki kez elektronik ortamda yayımlanan ve açık erişimli bir dergidir. Türkiye Medya Akademisi Dergisi’ne gönderilen çalışmalar, çift taraflı kör hakemlik sisteminin hassasiyetle işletildiği hakem sürecine tabi tutulmaktadır. Ayrıca tüm makaleler yayın etiği ihlallerini engellemek amacıyla intihal taramasından geçirilir ve benzerlik oranının %15’i geçmemesi ön şart olarak aranmaktadır.</p> <p><a href="https://portal.issn.org/resource/ISSN/2791-6014"><strong>e-ISSN: </strong>2791-6014</a></p>https://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/156Statik Tipografiden Kinetik Tipografiye Dijital Dönüşüm2025-01-14T15:28:50+03:00Oya Cansu Demirkale Kukuoğluoyacansu.demirkale@samsun.edu.trYunus Türkşad Yeginyunus.yegin@giresun.edu.trEkin Su Kuzuekinsutopcu@gmail.com<p>Dijitalleşme ile tasarım alanı önemli ölçüde değişerek, sabit olan tipografiye hareket kavramı eklenmiştir. Tipografiye eklenen hareket, içeriğe uygun form ve yerleştirilen grafikler, istenilen bilginin daha etkili ve temaların daha güçlü iletilmesinde önemli hale gelmiştir. Aynı zamanda iletişim biçimleri ve görsel dil, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte değişime uğrayarak çeşitlenmiştir. Böylece teknolojinin sanatla entegrasyonu, statik grafik tasarım dilini değişikliğe uğratarak yeni medya teknolojilerinin yapı, biçim, mekân ve zaman unsurlarını kinetik bir yapıya dönüştürmüştür. Statik ve kinetik tipografi arasındaki farka bakıldığında, kinetik tipografinin hareketli tipografinin bir alt alanı olduğunu söylenebilir. Hareketli tipografi, tipografinin genel olarak hareket etmesini ifade ederken, kinetik tipografi sadece görsel hareketi değil, aynı zamanda bu hareketin anlamla ve içeriğe uygun olarak biçimlenmesini içermektedir. Bu şekilde kinetik tipografi, anlamın ve duygunun izleyiciye aktarılmasında hareketli tipografiden daha derin bir rol oynamaktadır. Bu araştırmada; internet siteleri ve bilgilendirici animasyon videolarında kullanılan statik (durağan) ve kinetik (hareketli) tipografinin kullanımı örnekler ile ilişkilendirilerek incelemiştir. Bu hedef doğrultusunda çalışmada, statik ve kinetik tipografinin farklı alanlarda kullanılması ile birlikte birbirleriyle olan etkileşimi çalışmaya yansıtılmıştır. Çalışmayı desteklemek amaçlı belirlenen örneklemler, mevcut veya yayınlanmış statik ve kinetik tipografinin yer aldığı web siteleri, bilgilendirici animasyon videoları arasından rastgele olarak seçilmiştir. Araştırmada nitel araştırma deseni kullanılmış, alan yazın taraması ile elde edilen veriler incelenmiş ve betimsel analiz yöntemi ile yorumlanmıştır. Bu çalışmada, günümüz teknolojisi ile statik tipografinin kinetik bir yapıya dönüşmesi, birbirlerini destekler nitelikte olduğu ve kullanım alanlarının farklılığı ortaya konulmuştur. Teknolojinin ilerleyen dönemlerde gelişme gösterecek olması, tipografi ile ilgili yapılacak çalışmalara yönelik oluşturulan tasarımlara katkı sağlaması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Araştırma, nitel araştırma deseni üzerinden gerçekleştirilmiş olup; alan yazın taraması ile elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile yorumlanmıştır.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Doç. Dr. Oya Cansu Demirkale Kukuoğlu- Doç. Dr. Yunus Türkşad Yegin- Doç .Dr. Ekin Su Kuzuhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/171Yapay Zekâ Perspektifinden Türkiye’deki Üniversitelerin İletişim Disiplinlerinde Akademik Üretim: Halkla İlişkiler, Gazetecilik, Radyo-Televizyon ve Reklamcılık Alanlarının Bibliyometrik Analizi2025-07-25T23:08:24+03:00Ahmet Aydınahmetaydin@klu.edu.tr<p>Bu çalışma, Türkiye’deki üniversitelerde iletişim disiplinlerinde (Halkla İlişkiler, Gazetecilik, Radyo-Televizyon, Reklamcılık) 2000-2024 yılları arasında yapay zekâ temalı akademik üretimi bibliyometrik yöntemle analiz etmeyi amaçlamaktadır. YÖK Ulusal Tez Merkezi’nde yayımlanan 34 tezin yıllara, disiplinlere, tematik odaklara, tez türüne, dil dağılımına ve üniversite türüne göre incelenmesiyle, Yapay zekanın iletişim süreçlerini dönüştürücü etkisi ve akademik yansımaları ortaya konulmuştur. Araştırma, yapay zekâ entegrasyonunun mevcut durumunu haritalandırarak, akademik üretimdeki boşlukları ve potansiyel gelişim alanlarını belirleme açısından önemlidir. Yerel bağlamda yapay zekâ temalı araştırmaların değerlendirilmesi ihtiyacı ile disiplinler arası iş birliğinin gerekliliği, çalışmanın gerekçesini oluşturmaktadır. Bulgular, yapay zekâ temalı tez üretiminin 2018 sonrası arttığını, halkla ilişkiler disiplininin öncülüğünü ve devlet üniversitelerinin baskınlığını göstermektedir. Ancak, altyapı eksiklikleri, yapay zekâ okuryazarlığı yetersizliği ve etik sorunlar (veri mahremiyeti, algoritmik önyargı, iş kayıpları) sürdürülebilir gelişimi sınırlamaktadır. Yapay zekâ, sosyal medya analitiği, otomatik içerik üretimi, kriz yönetimi ve kişiselleştirilmiş iletişim gibi alanlarda yenilikçi yaklaşımlar sunsa da Metaverse gibi platformlarla entegrasyonu etik ve teknik zorlukları beraberinde getirmektedir. Çalışma, yapay zekanın iletişim disiplinlerinde yenilikçi potansiyelini vurgulamakta, ancak etik çerçevelerin geliştirilmesi ve disiplinler arası iş birliklerinin artırılması gerektiğini savunmaktadır. Bu analiz, Türkiye’de iletişim eğitiminin geleceğine ışık tutarak, politika yapıcı ve akademisyenlere veri temelli öneriler sunmaktadır.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Aydınhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/177Anlamsız İkilemelerin Çocuklarda Duygu ve Düşünceleri Aktarmadaki Rolü Bağlamında Çizgi Filmlerde Kullanılabilirliği: Fu-Fu Örneği2025-08-08T19:10:29+03:00Melis Taşmelistas07@hotmail.comUğur Bolat220028004@alanyauniversity.edu.tr<p>Dil gelişiminde çocuklar, çevrelerinden duydukları sesleri, kelimeleri ve ifadeleri taklit ederek öğrenirler. Bu çalışma, çocukların dil gelişiminde çevrelerinden duydukları sesleri ve ifadeleri taklit ederek öğrenme süreçlerini ele almaktadır. Çocuklar, bazı kelimelerin anlamını tam olarak kavrayamasalar da, ritmik ve melodik yapılarıyla dikkat çeken ‘anlamsız ikilemeleri’ kullanarak dil becerilerini geliştirebilmektedirler. Anlamsız ikilemeler, genellikle anlamlı bir bütün oluşturmadığı halde, müzikalite ve tekrar aracılığıyla çocukların dil öğretim süreçlerinde önemli bir rol oynayan ses kombinasyonlarıdır. Örneğin, ‘fu-fu’ gibi ifadeler, belirli bir anlam taşımadıkları için ‘anlamsız’ olarak adlandırılmakta, ancak dil gelişiminde olumlu etkiler yaratabilmektedir. Bu çalışma, anlamsız ikilemelerin çizgi filmlerdeki kullanımını ve çocukların duygusal ifade, dil gelişimi ve yaratıcı düşünme becerileri üzerindeki etkilerini incelemektedir. Anlamsız ikilemelerin çocukların kelime dağarcığını genişlettiği, dilin ritmik yapısını anlamalarına yardımcı olduğu ve yaratıcı düşünme süreçlerini desteklediği ortaya konulmaktadır. Ayrıca, bu ikilemelerin çocukların duygusal ifadelerini güçlendirdiği ve duygusal durumlarını daha etkili bir şekilde iletmelerine olanak tanıdığı vurgulanmaktadır. Çizgi filmlerde bu tür ikilemelerin kullanılması, çocukların dil ve duygusal gelişimine önemli katkılar sağladığı görülmektedir. Araştırma, dünya genelinde gerçekleştirilen çeşitli dilbilimsel ve psikolojik çalışmalara dayanmaktadır ve anlamsız ikilemelerin çocukların algı ve iletişim becerilerini geliştirmedeki etkilerini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Bu araştırmanın metodolojisi, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan belge analizi üzerine kurulmuştur. Belge analizi, mevcut dokümanlar ve materyallerin sistematik bir şekilde incelenmesi yoluyla bilgi toplama sürecini kapsamaktadır. Araştırmanın evreni, ‘çocuklarda dil gelişimi’ ve ‘işitsel ve görsel iletişim araçları’ olarak belirlenmiş; bu çerçevede örneklem olarak ‘anlamsız ikilemeler’ ve ‘çizgi filmler’ seçilmiştir. Bu yöntem sayesinde, çocukların dil gelişiminde anlamsız ikilemelerin rolü ve çizgi filmlerdeki dil kullanımının etkileri derinlemesine incelenmiş, mevcut literatürle zenginleştirilmiştir. Böylelikle, çocukların dil becerilerinin gelişimindeki dinamikler ve iletişim araçlarının etkileri ortaya konulmuştur.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Öğr. Gör. Dr. Melis Taş- Uğur Bolathttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/174Sosyal Medyada Futbol: Gazetecilerin X Paylaşımlarının Analizi2025-08-07T15:58:00+03:00Harun Dağharundag@sdu.edu.trBerkay Arlı Gülberkayarlgul@gmail.com<p>Teknolojik gelişmeler tarihin hemen her döneminde gazetecilik mesleğinin icra edilmesi üzerinde etkili olmuştur. İletişim teknolojileri içerisinde internet ise gazetecilik uygulamalarını etkileyen en önemli gelişmelerden biridir. İnternetin bir uzantısı olarak hem kişisel hem de toplumsal iletişimin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen sosyal medya da gazeteciliğin dönüşüm yaşamasını sağlamıştır. Sosyal medya zamanla bireylere ulaşmanın bir aracı olarak konumlanmış ve gazeteciler de hedef kitleye ulaşma adına sosyal paylaşım ağlarında varlık göstermeye başlamıştır. Spor gazetecileri ise sosyal medya gündeminin önemli bir parçası olan spor gelişmelerini aktarabilmek için kişisel hesaplarını kullanmaktadır. Bu çalışmada spor gazetecilerinin X’te yaptıkları futbol paylaşımları analiz edilmiştir. İçerik analizinin kullanıldığı araştırmada, 15 Nisan 2025 ile 15 Mayıs 2025 tarihleri arasında 16 gazetecinin paylaşımları incelenmiştir. Analiz neticesinde, gazetecilerin genel olarak sosyal medya hesaplarını aktif bir şekilde kullandığı tespit edilmiştir. Çalışmada gazetecilerin futbol paylaşımlarının yoğun bir şekilde etkileşim aldığı da görülmüştür. Ayrıca spor gazetecilerinin hedef kitlelerini bilgilendirmek adına sosyal paylaşım ağlarının avantajlarından (mention, hashtag, multimedya vb.) yararlandığı ve paylaşımların çoğunluğunda (%41.52) resmi bir dil kullandığı ortaya çıkmıştır.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Dr. Öğr. Üyesi Harun Dağ- Berkay Arlı Gülhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/178Dijital Aktivizm Bağlamında Yeni Toplumsal Hareketler: Ulusal Alan Yazın Üzerinden Sistematik Literatür Taraması2025-08-13T11:29:32+03:00Maşide Karacamaside_krc44@hotmail.com<p>Teknolojideki gelişmeler, özellikle de iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler beraberinde toplumsal hareketlerin yapısını ve toplumsal eylem biçimlerini köklü bir şekilde dönüştürmüştür. Teknolojilerdeki bu gelişim ve yeni medyanın yaygınlaşması toplulukların ve bireylerin isteklerini daha hızlı ve görünür bir şekilde dile getirmesine imkân tanımıştır. Bireylerin taleplerini dijital ortamlarda gerçekleştirmesini dijital aktivizm; dijital aktivizmin bir biçimi olarak da öne çıkan toplumsal hareketleri dijital platformlarda esnek ve yatay yapılarla örgütlenmeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu çalışma, dijital çağın toplumsal hareketler üzerindeki etkisini incelemek, dijital aktivizmin nasıl bir güç unsuru haline geldiğini belirlemek ve dijital aktivizm ve yeni toplumsal hareketler arasındaki ilişkiyi sistematik literatür taraması yöntemi ile belirli kategoriler oluşturarak ele almayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda araştırmada 2010-2025 yılları arasında Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanmış çalışmalar incelenmiş; Dergi Park, Google Scholar ve YÖKTEZ veri tabanlarında yer alan anahtar kelimeler “dijital aktivizm”, “yeni toplumsal hareketler”, “online aktivizm”, “çevrimiçi aktivizm” kullanılarak yapılmış olan tarama sonucunda 79 çalışma analiz edilmiştir. Çalışmada sonunda elde edilen bulgular, yeni toplumsal hareketlerin görünürlük ve örgütlenme kapasitelerinde dijital aktivizmin etkili olarak yeni toplumsal hareketlerin yayılım hızını artırdığını, özellikle dijital medya platformları aracılığıyla bireylerin toplumsal hareketlere katılım süreçlerini hızlandırdığını ortaya koymuştur. Yeni toplumsal hareketlerin kitleselleşmesini ve çevrimiçi görünürlük gücünü artıran dijital aktivizm, toplumsal dönüşüm süreçlerinde harekete geçirici bir unsur olarak değerlendirilmeli; ancak toplumsal değişim için çevrimdışı örgütlenmeler ve eylemlerle desteklenmelidir.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Maşide Karacahttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/179Capitalism, Space, and the Politics of Escape in Castaway on the Moon2025-08-14T23:24:51+03:00Saygın Koray Doğanersayginkorayd@gmail.com<p>This study examines Castaway on the Moon through the lens of capitalism’s spatial theory and the politics of escape in order to show in detail how late capitalist pressures, along with technology-driven forms of isolation, reshape individual subjectivity in complex ways. The purpose is to develop a careful, scene-based spatial reading that links the most ordinary everyday practices to reversible movements between utopia and dystopia, and to demonstrate how these shifts occur within the specific visual and narrative strategies of the film. The significance of this approach lies in connecting Korean cinema to wider international debates on the production of space while also proposing a transferable and adaptable model for spatial analysis in film studies that can be applied beyond this particular case. The research employs qualitative textual and spatial analysis of carefully selected scenes, with each scene treated as a coherent unit composed of both image and action. Findings indicate that the island functions as a counter-space that slows down the perception of time and enables practices of self-sufficiency, while the enclosed room concentrates speed, visibility, and consumption. These two poles do not remain fixed or static oppositions but rather flow into one another, showing a dynamic and unstable process of negotiation. The article contributes an integrated method that demonstrates how isolation gradually becomes a fragile politics of escape through small yet significant rearrangements of space, daily routine, and patterns of attention. Finally, the conclusion discusses the broader implications for studies of late capitalist everyday life, as well as for comparative analyses within Korean cinema, highlighting how spatial practices illuminate the tensions between confinement and freedom.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Lecturer Dr Saygın Koray Doğanerhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/159 9-14 Yaş Ortaokul Öğrencilerinin Sporcu Kimliği ve İnternet Bağımlılığının Değerlendirilmesi 2025-04-16T14:59:32+03:00Semra Kuvatsemrakuvat@gmail.comCengiz Arslancarslan23@gmail.comMuhammed Perihanmuhammedperihan444@gmail.com<p>İletişimdeki ve teknolojideki hızlı ilerlemeler beraberinde akıllı telefonu, bilgisayarı ve interneti da hayatımıza hızla dahil etmiştir. Zamanla, insanlar bu tarz teknolojik aletlere ve internete bağımlılıklar gelişmiştir. Bu durum, çocukların ve gençlerin de ilgisinin bu alanlara kaymasına neden olmuştur. Böylece çok küçük yaşlardan itibaren internetle iç içe, hareketsiz bir yaşam süren insanların sayısı hızla artmıştır. Bu araştırmanın amacı, Elazığ İlinde çeşitli ortaokullarda okuyan 9-14 yaş ortaokul öğrencilerinin spor yapma durumları ve internet bağımlılığı düzeyleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir. Araştırmanın evrenini 9-14 yaş aralığındaki ortaokul öğrencileri; örneklemini ise Elazığ ilinde öğrenim gören aynı yaş grubundan 450 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma bulgularında, spor yapmayan öğrencilerin internet bağımlılığı düzeyi, spor yapan öğrencilerden daha düşük bulunmuştur. Bu sonuca göre spor yapan öğrencilerin internet bağımlılıklarının spor yapmayanlara göre daha düşük düzeyde olduğunu göstermektedir (t:2.512; p<0.05). Spor yapan ( 3.33) ve yapmayan ( 2.81) öğrencilerin sporcu kimliği düzeyi ortalama puanları arasında yüksek düzeyde anlamlı farklılık tespit edilmiştir (t:-6.440; p<0.05). Sonuç olarak spor yapan öğrencilerin internet bağımlılıklarının daha düşük olduğunu söylenebilir. Ayrıca araştırmaya katılan öğrencilerin internet bağımlılığı (İBÖ) düzeyi ile sporcu kimliği (SKÖ) düzeyi arasında negatif yönlü, orta düzeyde bir ilişki vardır. Bunların sonucunda, ortaokul öğrencilerinin internet bağımlık düzeyi, spor yapma durumlarından anlamlı düzeyde etkilediği söylenebilir.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Semra Kuvat- Prof. Dr. Cengiz Arslan- Öğr. Gör. Muhammed Perihanhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/165Ingmar Bergman’ın Yedinci Mühür Filminde Kadın, Veba ve Zamansal Gerçeklik2025-07-30T14:03:36+03:00Olgun Küçükolgunkucuk61@gmail.comMevlüt Can Koçakmevlutcan.kocak@erbakan.edu.trSalih Gürbüzgurbuzsalih@hotmail.com<p>İnsanlık tarihinin farklı evrelerinin deneyimlerini ve toplumsal gerçekliklerini görsel ve anlatısal bir düzlemde sunan sinema, bireysel ve kolektif hafızanın inşasında merkezi bir rol oynamaktadır. Sinemanın kitlelere ulaşma gücü sayesinde tarihi olaylar ve toplumsal sorunlar etkili bir şekilde aktarılabilmektedir. Sinema, eğlencenin ötesinde, geçmiş ile bugünü ilişkilendirir, tarihsel bilgiyi yayar ve toplumsal meseleleri geniş kitlelere aktarır. Bu çalışmada, Ingmar Bergman'ın "Yedinci Mühür" filmi üzerinden 14. yüzyıl veba salgını döneminde cadılaştırılan kadınların durumunun incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada veba salgınında Avrupa'da ortaya çıkan büyük yıkım ve dönemin salgına yönelik batıl inançları ele alınarak, özellikle kadınların günah keçisi ilan edilerek cadı olarak suçlanmaları ve yakılmaları olgularından hareketle filmdeki karakterler ve olaylar, varoluşçuluk ve kadınların salgın ortamındaki rolleri gibi temalar üzerinden analiz edilmiştir. Bu çalışmada incelenen film üzerinden veba salgını ve cadılık olgusu üzerinden dönemin toplumsal yapısının nasıl yansıtıldığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Bunu gerçekleştirmek amacıyla filmdeki sahnelerin tarihsel ve bilimsel gerçekliği doküman analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda Orta Çağ'da yaşanan olaylar hakkında akıl dışı neden arayışlarının olduğu, kilisenin etkin rolleri, din adamları ve soyluların sınıfsal çıkarları doğrultusunda, dezavantajlı bireylere, özellikle kadınlara yönelik suçlamaların olduğu ve onları işkencelere maruz bıraktıkları, kadınların şeytanla iş birliği yaptığı, cadılıkla ve toplumsal felaketlerin sebebi olmakla itham edildiği bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca toplumun yapılan propagandaların etkisiyle akıl dışı gerekçeleri benimsedikleri, bu durumun da cadı avları ve kadınlara yönelik şiddeti körüklediği olgusu da analizin önemli bulgusu arasında yer almıştır.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Öğr. Gör. Olgun Küçük- Doç. Dr. Mevlüt Can Koçak- Doç. Dr. Salih Gürbüzhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/169Tiktok’ta Lüks Marka Reklamları: Moda ve Anlatı Stratejileri Üzerine Bir İnceleme2025-07-15T23:28:56+03:00Yasemin Keskin Yılmazyasemin.yilmaz@ozal.edu.tr<p>Lüks tüketimin dijital mecralarda temsili, özellikle sosyal medya platformlarıyla birlikte önemli bir dönüşüm sürecine girmiştir. Geleneksel bağlamda daha çok maddi ayrıcalık ve gösterişli vitrinlerle ilişkilendirilen lüks, dijital platformların yükselişiyle birlikte kullanıcı katılımının yüksek olduğu dijital ortamlarda estetik tercihler, kültürel sermaye ve kimlik inşası üzerinden yeniden tanımlanmaya başlamıştır. Bu çalışmada, TikTok gibi etkileşim temelli platformda lüks moda markalarından Gucci, Dior, Balmain, Moncler ve Louis Vuitton’un içerik üretim stratejileri incelenmiştir. Amaç, bu markaların dijital temsiliyet biçimlerinin kullanıcı etkileşimiyle nasıl şekillendiğini çok katmanlı bir anlatı düzleminde ortaya koymaktır. Araştırma kapsamında toplam on beş TikTok videosu betimsel içerik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Videolarda yer alan görsel kompozisyon, müzik tercihleri, anlatım biçimleri ve kullanıcı yorumları ayrı ayrı incelenmiş; bazı markaların dikkat çekici kısa anlatılarla hızlı tüketim döngüsüne uyum sağlama eğiliminde olduğu; bazılarının ise tarihsel göndermelerle estetik anlatıyı derinleştirme yönünde stratejiler geliştirdiği tespit edilmiştir. Ayrıca kullanıcı yorumlarının, içeriklerin anlam çerçevesinin oluşmasında önemli bir rol üstlendiği gözlemlenmiştir. TikTok, yalnızca içerik tüketiminin gerçekleştiği bir platform olmaktan çıkmakta; kullanıcıların katılımı aracılığıyla anlamın birlikte inşa edildiği bir kültürel alana dönüşmektedir. Bu bağlamda lüksün dijital ortamda yalnızca görsel bir statü göstergesi değil; kimlik, estetik deneyim ve kültürel aidiyetin iç içe geçtiği çok katmanlı bir anlatıya dönüştüğü sonucuna varılmıştır.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Keskin Yılmazhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/173Simülasyon, Suç Estetiği ve Dijital Bağımlılık Bağlamında GTA IV: Yeni Medyada Hipergerçek Bir Deneyim2025-07-31T15:01:07+03:00Büşra Fadim Sarıkaya Tünalpbusra.sarikaya@tau.edu.tr<p>Özellikle yeni medya ortamlarında bireylerin medya içerikleriyle kurduğu etkileşim, yalnızca bilgi edinme veya eğlence amaçlı değil; aynı zamanda kimlik inşası, toplumsal normların içselleştirilmesi ve gerçeklik algısının yeniden biçimlenmesi açısından da kritik öneme sahiptir. GTA IV, oyuncuya sunduğu hipergerçek kurgusal evren, açık dünya yapısı ve görev temelli anlatı yapısıyla yalnızca bir eğlence aracı olmanın ötesinde, oyuncunun etik, psikolojik ve sosyolojik dünyasına doğrudan etki eden çok katmanlı bir medya ürünüdür. Çalışmada ilk olarak geleneksel oyunlar ve dijital oyunlar arasındaki fark ortaya konmuş ve ardından Jean Baudrillard’ın simülasyon kuramı doğrultusunda oyunun hipergerçeklik üretimi ele alınmış; temsil ile gerçeklik arasındaki sınırın nasıl silindiği tartışılmıştır. GTA IV, oyuncuya gerçek hayatta karşılaşılması mümkün olmayan yasa dışı eylemleri gerçekleştirme olanağı sunmakta; ancak bu deneyim, zamanla bireyin gerçeklik algısının yerini alan simüle edilmiş bir yaşantıya dönüşmektedir. İkinci olarak, oyunun anlatı ve görsel yapısında suçun nasıl estetize edilerek meşrulaştırıldığı değerlendirilmiştir. Şiddet sahnelerinin sinematik sunumu, yasa dışı eylemlerin oyun ilerlemesi için işlevsel hâle getirilmesi ve polisle çatışmanın kahramanca temsili, suçun etik bağlamdan koparılarak tüketilebilir bir haz nesnesine dönüştürülmesini beraberinde getirmektedir. Bu durum, özellikle genç kullanıcılar açısından toplumsal değer sistemlerinin yeniden şekillenmesine yol açabilecek bir risk alanı oluşturmaktadır. Son olarak, GTA IV’ün oyun tasarımında yer alan değişken ödül yapısı, görev temelli ilerleme mekanizması ve dijital kimlik yatırımı gibi unsurlar üzerinden dijital bağımlılık riski ele alınmıştır. Oyun içi başarıların, oyuncuların özdeğeriyle bütünleşmesi; oyun deneyimini yalnızca boş zaman etkinliği değil, bireyin psikososyal ihtiyaçlarını karşılayan bir yapıya dönüştürmektedir. Bu etkileşim biçimi, dijital bağımlılığın yalnızca süreye dayalı değil, kimliğe, başarıya ve aidiyet duygusuna yönelik nöropsikolojik boyutları olduğunu göstermektedir. Çalışma genelinde, GTA IV’ün simülasyon üretimi, suçun estetikleştirilmesi ve bağımlılık mekanizmaları bağlamında, dijital çağın kültürel mantığını yansıtan bir medya metni olarak nasıl işlev gördüğü ortaya konulmuştur.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Dr. Öğr. Üyesi Büşra Faim Sarıkaya Tünalphttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/166Michael Haneke Sineması Üzerine Yabancılaşma Bağlamında Niteliksel ve Göstergebilimsel Analizler: “Kent Üçlemesi”2025-06-27T16:11:50+03:00Feyza Koşar Özenfeyzakosar@gmail.comSüleyman Sırrı Yılmazsyilmaz@selcuk.edu.tr<p>Bu makalede, dünya sinemasında önemli bir yere sahip olan Michael Haneke’nin kent üçlemesi filmlerinin, Haneke’nin sineması üzerine yabancılaşma kavramı kapsamında göstergebilimsel ve niteliksel analizlerini gerçekleştirmek amaç olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda çalışmanın temelini oluşturan Yedinci Kıta, Benny’nin Videosu ve Tesadüfi Bir Kronolojinin 71 Parçası filmleri incelenerek detaylıca analiz edilmiştir. Gerçekleştirilmiş olan analizler sonucunda bahsedilen üç filmde de neredeyse aynı konular üzerine yoğunlaşmış olan Haneke, filmlerinde yabancılaşma kavramına sıklıkla değindiği gibi tooplumsal yozlaşma, intihar, medya, şiddet ve ölüm gibi konuları filmlerinde gündem konusuna dönüştürmektedir. Micheal Heneke, yabancılaşma kavramını modernizmin getirmiş olduğu bunalım ve yalnızlık kapsamında geleneksel film anlatısına karşı gelerek işlemektedir. Heneke, Hollywood ve benzeri popüler kültür filmlerinin tersine toplumsal problemlerin günyüzüne çıkarılıp izleyicide farkındalık oluşturmayı ve zihinsel bir süreç yaratmayı istemektedir.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Feyza Koşar Özen- Doç. Dr. Süleyman Sırrı Yılmazhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/160Bağımsızlık Sonrası Azerbaycan Televizyonu: Siyasal Süreçler, Gelişen Medya Yapıları ve Mücadele Edilen Sorunlar2025-04-29T16:44:56+03:00Sevil Hasanovacsevilqiyasqizi@gmail.com<p>Bu makale, Azerbaycan televizyon kanallarının ülke bağımsızlığından sonraki döneminde karşılaştığı zorluklar, fırsatlar ve çözüm önerilerini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. 20. yüzyılın ortalarından itibaren televizyonculuk, dijitalleşme ve yeni teknolojilerle köklü bir dönüşüm geçirmiştir. Azerbaycan’da bu dönüşüm, dijital yayıncılığın hız kazanması, internet üzerinden yayıncılık (IPTV ve OTT) gibi gelişmelerle şekillenmiştir. Ancak bu süreç, altyapı yetersizlikleri, finansal zorluklar ve dijital okuryazarlık eksiklikleri gibi önemli engellerle karşılaşmıştır. Özellikle yerel televizyon kanalları, dijital teknolojilere yatırım yapmakta zorluk çekmekte ve HD yayıncılığa geçişte finansal sıkıntılar yaşamaktadır. Ayrıca medya profesyonellerinin dijital becerilerinin geliştirilmesi, dijital okuryazarlık konusunda eğitimlerin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanmaktadır. Dijital bölünme, kırsal ve kentsel alanlar arasındaki eşitsizlikleri artırmakta ve televizyonun toplumsal entegrasyon sağlama rolünü sınırlamaktadır. Çalışmada, tarama yöntemiyle mevcut literatür incelenmiş, siyasal süreçlerin medya üzerinde etkileri incelenmiş, konuyla ilgili güncel istatistiklere ulaşılmış ve bu veriler üzerinden derinlemesine bir değerlendirme yapılmıştır. Çözüm önerileri arasında, finansal sürdürülebilirlik için alternatif gelir modelleri oluşturulması, kültürel ve eğitsel içeriklerin arttırılması, dijital platformlardaki varlıkların güçlendirilmesi ve veri gazeteciliği uygulamalarının yaygınlaştırılması önerilmektedir. Ayrıca devletin televizyon sektörüne yönelik teşvik politikaları geliştirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Dijitalleşme sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi, Azerbaycan’ın medya sektörünün küresel düzeyde daha rekabetçi, erişilebilir ve sürdürülebilir olmasına olanak sağlayacaktır.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Prof. Dr. Sevil Hasanovahttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/162Yerel ve Uluslararası Medyada İn Yerel ve Uluslararası Medyada İnternet Televizyonlarının Yeri2025-05-14T15:40:30+03:00Tural Valimatovtvalimatov@gmail.com<p>Bu çalışmanın amacı, dijitalleşmenin hız kazandığı yeni medya ortamında internet temelli televizyon yayıncılığının konumunu kapsamlı bir biçimde analiz etmektir. Makalede, IPTV, OTT TV ve YouTube gibi dijital yayın platformlarının yapısal işleyişleri, sundukları hizmet çeşitliliği ve geleneksel televizyon yayıncılığına kıyasla sağladıkları avantajlar çok boyutlu bir yaklaşımla ele alınmıştır. Özellikle İnternet Protokolü Televizyonu (IPTV) ile Over-the-Top Television (OTT TV) sistemleri, teknik altyapı, içerik sunum biçimi ve kullanıcı deneyimi açısından karşılaştırmalı olarak incelenmiş; IPTV’nin, internet servis sağlayıcıları ve telekomünikasyon operatörleri tarafından kontrol edilen kapalı ağ sistemlerine dayalı olduğu, OTT TV’nin ise herhangi bir ağ sağlayıcısına bağlı kalmaksızın içerik sunumu gerçekleştirdiği vurgulanmıştır. YouTube’un OTT TV bağlamındaki konumu, özellikle reklamcılık, hedef kitle analizi ve içerik optimizasyonu gibi dijital medya stratejileri açısından değerlendirilmiştir. Ayrıca, çalışmada Azerbaycan’daki internet televizyonculuğunun gelişimi, mevcut medya düzenlemeleri ve hukuki altyapı çerçevesinde konuya ilişkin detaylı bir şekilde literatür taraması yapılmış ve elde edilen veriler üzerine incelemeler yapılmıştır. Bu bağlamda, "Medya Hakkında Azerbaycan Cumhuriyeti Kanunu" temel alınarak, geleneksel medya ile dijital medya arasındaki yapısal ve işlevsel farklılıklar ortaya konmuş; profesyonellik düzeyine göre internet televizyon kanallarının karşılaştığı hukuki yaptırımlar ve denetim mekanizmaları analiz edilmiştir. Sonuç olarak, makale, internet televizyonculuğunun hem yerel hem de küresel ölçekte yeni medya ekosistemi içindeki yerini ve gelecekte izlemesi muhtemel yönelimleri ortaya koymayı hedeflemektedir.</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Tural Valimatovhttps://www.turkiyemedyaakademisi.com/index.php/tumader/article/view/164Ahmet Ağaoğlu’nun I. Türk Tarih Kongresi’ne Katılımı ve Siyasi, İdeolojik Düşünceleri Üzerine Bir İnceleme2025-06-20T14:04:20+03:00Mahir Garibovmahir_garibov@yahoo.com<p>[20. yüzyılın başlarında basın toplumun siyasi-politik düşüncesinin oluşumu ve bilgisinin şekillendirilmesinde önemli rol oynadı. Gazeteci kimliğiyle tanınan Ahmet Ağaoğlu da, Türkiye'de ve özellikle Ankara'daki sosyo-politik olayları değerlendirmeyi amaçlayan siyasi fikirlerini gazetecilik görüşleri ışığında yorumladı. Büyük Önder Atatürk, Ağaoğlu Ahmet Bey’e Matbuat Müdürlüğü görevini verdikten sonra Millî Mücadele döneminde kurulan Anadolu Ajansı’nın yeniden kurulması görevini de ona vermiş ve 1924 yılında Ağaoğlu, Anadolu Ajansı’nın Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı görevine getirilmiştir. 1932 yılında Ankara’da düzenlenen I. Türk Tarih Kongresi, Türk milletinin tarihsel kökenlerini ve kültürel birliğini vurgulayan önemli bir dönemeçtir. Ahmet Ağaoğlu bu kongreye katılımı ve konuşmasıyla Türk tarihine dair görüşlerini ve ideolojik duruşunu açıkça ortaya koymuş, Türk toplumunun kadim hukuk sistemlerini inceleyerek, kökensel hukuki yapıları ve gelenekleri, özellikle de aile hukukunu Batı'nın ve Hindo-Avrupa toplumlarının anlayışlarıyla karşılaştırmış ve Türk toplumunun özgünlüklerini vurgulamıştır. Bu makalede, Ağaoğlu’nun kongredeki rolü ve düşünsel katkıları, milliyetçilik, modernleşme ve laiklik ekseninde analiz edilecektir. Makale Ahmet Ağaoğlu'nun I. Türk Tarih Kongresi'ne katılımını ve ideolojik düşüncelerini akademik bir perspektiften ele almayı amaçlamaktadır].</p>2025-09-28T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 Dr. Mahir Garibov